MAKALELER
YURT EDİNME HAKKI
KOBANİ İLE İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İSTEDİLER
YENİ ANAYASA İHTİYACI
YENİ ANAYASA NASIL YAPILIR ?
POLİS ÇALIŞTAYI
TÜRKİYE’NİN İLK SİVİL VE DEMOKRATİK ANAYASASI İÇİN YOL HARİTASI
TOPLUMSAL EGEMENLİK İÇİN HALK HAREKETİ
İŞ İLİŞKİSİNDE PSİKOLOJİK TACİZ (MOBBING)
DEMOKRATİK DEVLET KURMAK İÇİN TÜRKİYEYE YENİ ANAYASA ŞART
ÇOCUKLARA BÜYÜKLER GİBİ CEZA VERİRSENİZ NASIL KAZANABİLİRSİNİZ?
POLİTİK HUKUK TANIMI
DEVLET BİREY İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA POLİSİN ROLÜ
YENİ ANAYASA YAPILABİLİR Mİ?
İSTANBUL BAROSU SEÇİMLERİ VE DEMOKRAT AVUKATLAR
ADALETİ ÇAĞIRDIK VE NİHAYET GELDİ
SAYISAL ÇOĞUNLUK ŞART DEĞİL
KIRMIZI ÇİZGİSİZ ANAYASA YAPILMALI
TERÖRLE MÜCADELE KANUNU MAĞDUR ÇOCUKLAR
ÇÖZÜM SÜRECİ
İŞYERİNDE DEMOKRASİ OLUR MU?
İLKELER BAZINDA YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI
İKTİSAT VE HUKUK
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI
AKİL İNSANLAR HEYETİ FAALİYETİNE İLİŞKİN KISA TESPİTLER
GEZİ OLAYI
DEVLET SUÇLARI BAKIMINDAN GEÇİŞ DÖNEMLERİNDE DEVLET PRATİKLERİ
“EVET”LE GELEN YENİ OLANAKLAR
EGEMENLİK SAVAŞI VE BALYOZ TAHLİYLERİ
ÇOCUKTAN TERÖRİST OLMAZ
ÇALIŞMA HUKUKU EV KADININI NE KADAR TANIYOR
AKİL İNSANLAR HEYETİNİN TAKİP SORUMLULUĞU/SİYASETE SİVİL KATKI
GENEL SEÇİMLER
SAĞLIK BİLDİRGESİ

HEKİM HAKLARI HASTA HAKKIDIR

 

Avukat Mehmet Uçum

Uzman Doktor İlkay Yıldırım

 

İnsanın maddi ve manevi varlığını sürdürme ve geliştirme hakkı ruh ve beden sağlığını koruma hakkını da içeriyor. İnsan ve sağlık arasındaki ilişkiyi çeşitli hak ve yükümlülüklerle tarif eden kurallar bütününe sağlık hukuku deniyor.

Sağlık hukuku, birçok boyut içermekle birlikte merkezinde hastanın yer aldığı hak ve yükümlülüklerin hastaya göre tanımlandığı bir disiplin olarak kabul edilebilir. Elbette, sağlık hukuku kişinin sadece hasta olduğunda devreye giren bir özelliğe sahip değil. Hastalık öncesi sağlık bilgilerinin edinilmesi, hastalık önleme hizmetlerinden ve hastalık sonrası koruyucu hizmetlerden yararlanma gibi hususlarda sağlık hukukunun konusu olabiliyor.

Bununla birlikte gerek sağlık kuruluşlarının örgütlenmesi gerekse hekim ve diğer sağlık personelinin eğitimi ile mesleğe hazırlanması esas olarak hasta ve hakları merkezinde planlanıyor. Sağlık hukukunun merkezinde yer alan hasta ve hakları bakımından gelişkin standartlar oluşturabilmek için hastalık öncesi, hastalık sırasındaki ve sonrasındaki hizmetlerin nasıl örgütleneceği belirleyici önem taşıyor.

Bu son derece geniş ve derinliği olan bir konu. Bu yazıda kısaca hasta hakları bakımından hekim haklarının önemine değinileceğinden konunun birçok boyutu yazının kapsamı dışındadır.

Ele alınan konu ile sınırlı olarak sağlık hukukunda, önleyici sağlık hizmetleri kapsamında yer alması gereken bir hak olarak her kişinin sağlık bilgisi edinme hakkına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl ki, kişinin çalışma, seyahat, sözleşme yapma gibi haklarını kullanabilmesi bu haklar bakımından hak bilinci gerektiriyorsa aynı şekilde kişinin sağlık hakkını kullanabilmesi için bir sağlık bilincine ihtiyacı olduğu açık. Dolayısıyla, tüm haklar bakımından geçerli olan hakkın kullanımından önce bilgisine sahip olma hakkı, sağlık hakkı bakımından da geçerli.

Hakların kullanımına ilişkin uygun koşulları sağlamak devletin temel yükümlülüğü olduğundan sağlık hakkının kullanılmasının öncelikli koşulu olan sağlık bilgisinin kişiye verilmesi konusu da devletin yükümlülükleri içindedir.

Sağlık hukuku bakımından diğer husus sağlık için başvuru hakkına sahip kişinin başvurusunun konuya ilişkin uzmanlarca bir süzme işlemine tabi tutulması olabilir. Buradan anlaşılması gereken husus sağlık hizmeti için başvuruda bulunan kişilerin taleplerinin doğru değerlendirilmesi ve kişilerin doğru yönlendirilmesidir. Dolayısıyla bu hizmeti, kişiler bakımından sağlık başvurularında doğru yönlendirilme hakkının bir karşılığı olarak görmek gerekiyor.

 

Sağlık hukuku bakımından üstün özelliğe sahip konu ise hastanın tedavi olma hakkıdır. Hastanın tedavi olma hakkı, hasta hakları içerisinde asli pozisyonda olan bir haktır. Genel kabule göre, hekim ve diğer sağlık personelinin belirleyici olarak devreye girdiği haller tedavi sürecidir. Dolayısıyla, hastanın tedavi hakkının en yüksek standartta verilecek bir hizmetle karşılanması, hekim ve diğer sağlık personelinin koşullarının nasıl olduğuyla ve tedavi sürecinde nasıl yer aldığıyla tamamen bağlantılı bir husustur.

Bize göre, hekimin ve diğer sağlık personelinin mesleki faaliyetleriyle ilgili ve hastanın haklarından bağımsız olarak ifade edilebilecek haklarından söz etmek çok isabetli değil. Hekimin ve diğer sağlık personelinin hakları “bağlı hak”lardır. Diğer anlatımla, hekim hakları, hastanın tedavi olma ve tedaviden sonra koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarının türevidir. Yine hekim ve diğer personelin hakları önleyici sağlık hizmetleri bakımından ise kişinin sağlık haklarının türevi niteliğinde bağlı haklardır.

Bu nedenle hekimin hizmeti reddetme, talebi geri çevirme, riskli durumlarda hizmetten kaçınma hakları bağımsız haklar olarak değil, tam tersine hizmet bekleyen hastanın daha uygun koşullarda bu hizmeti almasına olanak sağlayan bağlı haklar olarak değerlendirilmeli.

Aynı şekilde, hekimin ve diğer sağlık personelinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, her bir hastaya ayıracağı zamanın kaliteli hizmet verecek sürede olması, mesleki gelişimine zaman ayırması gibi hakları da yine hasta haklarının türevi niteliğinde bağlı haklardır. Gerçekten de standartları yüksek çalışma koşullarında faaliyet gösteren, tanı ya da tedavi için gerekli zamanı ayırabilen ve mesleki gelişiminde ihtiyaçlarını karşılayabilen hekimin, hasta haklarının gerektirdiği hizmeti layıkıyla verdiği ve verebileceği söylenebilir.

Ayrıca hekimin ve diğer sağlık personelinin, çalıştıkları sağlık kuruluşu içerisinde yönetime katılma hakkına sahip olması ve bu hakkın yatay ve dikey pozisyonda yaygın olarak kullanılması da hasta haklarına bağlı haklar olarak nitelenebilir. Ancak yönetime katılma hakkının sadece gelir artırıcı bir sağlık kuruluşu hedefine yönelik kullanılması, hasta haklarına tamamen aykırı bir sonuç doğurur. Genel olarak kişinin sağlık hakkında, özel olarak hasta haklarında esas olan ticari ya da iktisadi gayeler değil, herkes için sağlıklı yaşam koşullarını oluşturmaktır.

Hekim ve diğer sağlık personelinin Sağlık Bakanlığı’yla ilişkilerinin de yine hasta haklarının merkezde olduğu bir anlayışla düzenlenmesi gerekiyor. Burada öncelikli konu Sağlık Bakanlığı’nın tüm işlem ve tasarruflarında ve aldığı tüm kararlarda hekimin ve diğer sağlık personelinin bireysel katılım imkânlarına sahip olmasını sağlamaktır. Meslek kuruluşları aracılığıyla katılım bir seviyeye kadar anlamlı olmakla birlikte meslek mensuplarının tümünün tercihlerini ve iradesini yansıtan ve etkili katılım sağlayan bir araç değil. Öte yandan zorunlu üyelik esasına dayalı kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının idarenin bir parçası olması sebebiyle meslek mensupları üzerinde vesayetçi bir rol oynamaları da bu kuruluşları, üyelerinin önemli bir bölümünden uzak tutan bir pozisyona sokuyor.

Elbette, hekim ve diğer sağlık personelinin gönüllü üyelik esasına dayalı meslek kuruluşları oluşturmaları savunulmalı ve tercih edilmeli. Ancak bu dahi günümüz koşullarında bir kuruluş aracılığıyla karar mekanizmalarına etki etmenin sorunlarını tümüyle gideremez. Bu nedenle, daha demokratik ve çoğulcu yapıda olan meslek kuruluşları olsa bile hekim ve diğer sağlık personelinin Sağlık Bakanlığı ile ilişkilerde gündelik süreçlerde yer alabilecek şekilde bireysel katılım olanaklarına sahip olması temel konudur. Bu katılım, makro sağlık politikaları yerine parti siyasetleri çerçevesinde yahut dar grup siyasetleri çerçevesinde geliştirilen sağlık politikalarının egemen olmasının önüne geçecek en temel güvencedir.

Konuya ilişkin ayrıntılandırılması gereken çok fazla boyut var. Bizim burada ortaya koyduğumuz tez tartışma için bir tür başlangıç noktasıdır. Becerebildiğimiz kadarıyla bundan sonra konunun daha somut yanlarını ve detaylarını belli bir sistematik içinde ele almaya devam edeceğiz.