Anayasa Çalışma Grubu ve Yeni Anayasa Platformu 2011 Meclisi’ne sunulmak üzere yaklaşık 10 milyon görüş toplamayı amaçlıyor. Anayasa Çalışma Grubu’ndan hukukçu Mehmet Uçum ve eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can ile “yeni anayasayı” konuştuk.
Türkiye’deki siyasi partiler bir anayasa taslağı hazırlıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Osman Can: Toplum sözleşmesi niteliğindeki bir anayasa, toplumun tüm farklılıklarının kurucu olduğu, altında imzasının bulunduğu bir anayasa olmalıdır. Hiçbir siyasi partinin bir taslakla ortaya çıkmasını önermiyoruz. Siyasi partilerin ortaya koyacakları taslaklar da haliyle halkın değil, kaçınılmaz olarak bu iç politikaların ve kırmızı çizgilerin bir ürünü olur. Bu durumda yeni, demokratik ve sivil bir anayasadan değil, yalnızca darbe anayasasının revizyonundan söz edilebilir.
Anayasa sürecindeki çelişki devletle toplum arasında mı yaşanıyor o halde?
Mehmet Uçum: Türkiye’de son yüzyıllık dönemde temel çelişki devlet ile toplum arasındaki çelişkidir. Devlet, “Ne Mutlu Türküm” diyerek kendini Türk hisseden bir çoğunluk üretmeye çalışmış. Kürtleri, inananları, Alevileri, azınlıkları, kendini yaşam tarzlarıyla farklı hissedenleri göz ardı etmiş. Dolayısıyla, toplumla devlet arasındaki bu tersine ilişki çelişkiyi büyütmüş ve birçok çatışma alanı üretmiş. Bu çatışma alanları toplumun sorunları olarak önümüzde dev gibi duruyor.
Size göre Türkiye’nin asıl ihtiyacı devlet yapısının değişmesi mi?
Mehmet Uçum: Bu devlet yapısı bitmiştir. Bütün kurumlarıyla devletin değişmesi gerekiyor. Bunun anlamı Türkiye’nin geleneksel bütün değerlerini, şimdiye kadar ürettiği değerleri ve kuralları, kurumları tasfiye etmek değil. Baskıcı ve tasarlayıcı devlet anlayışına göre düşünmeyi sıfırlamak. Mevcut anayasayı bir kenara koyarak, yeni bir toplum sözleşmesi yaratmak anlamına geliyor bu.
Osman Can: Yüz yıllık homojenleştirici, şoven devlet kültürünün üzerine kurulduğu anayasal düzenin Türkiye’de yeri yok artık.
Meclis’teki temsil eksikliği, yani seçim barajı çalışmaları nasıl etkiler?
Mehmet Uçum: Küçük bir yasa değişikliğiyle ortadan kaldırılabilmesine rağmen, sol, sağ veya koalisyon hiçbir iktidar bu düzenlemeye dokunmadı. Seçime gittiğimiz bu dönemde yine ne iktidar, ne de muhalefet buna dokunmak istiyor. Yeni anayasanın yapımı konusunda sorun yaratacağı çok açık.
Bunun için önerdiğiniz model ne?
Mehmet Uçum: Meclis, halktan aldığı anayasa yapım yetkisi çerçevesinde bir meclis kararı çıkarır. Bu karar ile özel komisyon oluşturulur. Bu komisyon alt komisyonlar oluşturarak yeni anayasa esas ve modellerini belirler.
Bir toplumun anayasasında neyin değiştirilemez olacağına kim karar verir?
Osman Can: Bunu herhalde beş generale sormamak gerekir. Toplumun kırmızı çizgisiz, tabusuz ve önkoşulsuz bir müzakere sürecinde üreteceği anayasada daha farklı, kurucu, birleştirici, barış tesis edici referanslar ve yapısal modelleri tartışmak zorundayız. Bu kırmızı çizgilerin kalkması ile yeni sorunlar, yeni karşıtlıklar ortaya çıkar mı?
Mehmet Uçum: Radikal milliyetçiliğin yerine demokrat milliyetçilik diyebileceğimiz bir anlayış hakim olmaya başladı. İşte kural ve kurum alanında bu kırmızı çizgileri aşacak olan enstrüman da yeni anayasadır.
|